Ted komünistler için oy vermek istedi.
- Ted wanted to vote for the communists.
Bugün Avrupa Parlamentosu ile ilgili oy vermek için seçim sandığına gittik.
- Today we went to the ballot box to vote for the European Parliament.
O, oy vermek için yeterince yaşlı değil.
- He is not old enough to vote.
Tom oy vermek için yeterince yaşlı değil.
- Tom isn't old enough to vote.
Şu an oy kullanmak için kayıtlı mısınız?
- Are you currently registered to vote?
Tom, Mary'nin oy kullanmak için çok genç olduğunu söyledi.
- Tom said Mary was too young to vote.
Kararımı değiştirmiyorum.
- I'm not changing my vote.
Tom kime oy vermesi gerektiğine karar veremedi.
- Tom was unable to decide who he should vote for.
Oylama on altı Mayıs günü gerçekleşti.
- The vote took place on May sixteenth.
Meclis otuz üç kez oylama yaptı.
- The House voted thirty-three times.
Seçimde kime oy verdin?
- Who did you vote for in the election?
Seçimde kime oy verdin?
- Whom did you vote for in the election?
Seçim sonucunun yakın olacağı herkes tarafından biliniyordu.
- It was clear to everyone that the vote would be close.
İsviçre'deki kadınların 1970'lere kadar oy hakkına sahip olmadıklarına inanabilir misiniz?
- Can you believe that women in Switzerland didn't receive the right to vote until the 1970's?
Herkesin oy hakkını kullanması gerekir.
- Everyone should exercise their right to vote.
The depository may vote shares on behalf of investors who have not submitted instruction to the bank.
The Supreme Court upheld the principle of one person, one vote.
... I've kept that promise and if you'll vote for me, then I promise I'll fight just as ...
... find God with your machine? If so, I will vote for it." The entire fate of an $11 ...