Bugün daha evvel Tom'la konuştum.
- I spoke with Tom earlier today.
Bana daha evvel söylemeliydin.
- You should've told me earlier.
İngilizce ödevimi yapmayı henüz şimdi bitirdim.
- I have just now finished doing my English homework.
Suudi Arabistan büyük elçisinin istifa ettiğini az önce gördüm.
- I've seen just now that the ambassador of Saudi Arabia has resigned.
Erkek arkadaşın seni beklemekten usandı ve şimdi az önce gitti.
- Your boyfriend got tired of waiting for you and left just now.
Annem şu anda çok meşgul.
- Mother is very busy just now.
Babam şu anda meşgul.
- My father is busy just now.
Babam hemen şimdi dışarı çıktı.
- Dad just now went out.
Hemen şimdi sana geliyorum.
- I'm coming to you just now.
O yorgun olduğunu söyledi ve eve erken gitmek istemesinin nedeni budur.
- He said that he was tired and that is why he'd like to go home earlier.
O günlerde ben daha erken yatmaya gittim.
- In those days, I went to bed earlier.
Niçin çok daha erken söylemedin?
- Why didn't you say so earlier?
Sana buraya daha erken gelmemiz gerektiğini söyledim. Şimdi oturmak için hiç yer kalmadı.
- I told you we should've gotten here earlier. Now there aren't any places left to sit.
Eskisinden biraz daha erken geldi.
- He came a little earlier than he used to.
Tom şimdi eskisinden çok daha erken kalkmak zorunda.
- Tom now has to get up much earlier than he used to.
Ben söylediklerini şimdi geri almanı istiyorum.
- I want you to take back what you said just now.
Biz şimdi çok meşgulüz.
- We're very busy just now.