Belki yarın yapabileceğimiz bir şey önerebilirsin.
- Vielleicht kannst du etwas vorschlagen, was wir morgen machen können?
Ben aynı şeyi önermek üzereydim.
- I was about to suggest the same thing.
Tom'un katil olduğunu önermek için hiçbir kanıt yok.
- There's no evidence to suggest that Tom was the killer.
Son zamanlarda yapılan araştırmalar davanın bu olmadığını göstermektedir.
- Recent studies suggest that this is not the case.
Aksanı onun bir yabancı olduğunu göstermektedir.
- His accent suggests he is a foreigner.
Senin önerinle ilgili bazı sorunları işaret etmek istiyorum.
- I'd like to point out some problems regarding your suggestion.
Are you suggesting that I killed my wife?.
The guidebook suggests that we visit the local cathedral, which is apparently beautiful.