O, elbette İngilizce konuşabilir.
- She can naturally speak English.
O, doğal olarak çok kızmıştı.
- He was naturally very angry.
Doğal olarak sinirlendi.
- Naturally he got angry.
Bazı sözler doğal olarak komiktir.
- Some words are inherently funny.
İnsanlar doğal olarak iyi.
- People are inherently good.
Nefes alışı kadar doğal şekilde yalan söyler.
- He lies as naturally as he breathes.
O doğuştan iyi bir hafızasıya sahip.
- He has a naturally good memory.
She is reserved by nature.
- Sie ist von Natur aus schweigsam.
George is very honest by nature.
- George ist von Natur aus sehr ehrlich.