O, gönüllü faaliyetine kendini adamış.
- She devoted herself to the volunteer activity.
Her yıl, örgüt Frizyen dilinde yazılmış kitapları satmak için kapıdan kapıya giden gönüllülerle ilgili çok sayıda toplantı organize eder.
- Every year, the organisation organises a number of meetings of volunteers who go door-to-door to sell Frisian books.
Belkide gönüllü olmaya istekli olurdun.
- Perhaps you'd be willing to volunteer.
İş için gönüllüler yoktu.
- There were no volunteers for the job.
Kurum gönüllüler için televizyonda ilan verdi.
- The institution advertised on TV for volunteers.
Gönüllülük için teşekkürler.
- Thanks for volunteering.
Gönüllülük deneyimi, sizi daha fazla istihdam edilebilir kılabilir.
- Experience in volunteering can make you more employable.
... it very unaffordable. Just yesterday the President talked about a campaign volunteer that--Those ...
... volunteer ...