vize

listen to the pronunciation of vize
Türkçe - İngilizce
visa

We were disappointed to hear that Tom couldn't get a visa. - Tom'un vize alamadığını duymak bizi hayal kırıklığına uğrattı.

Tom asked Mary to find out how to apply for a visa. - Tom Mary'den vize için nasıl başvurulacağını öğrenmesini rica etti.

visa (in a passport)
vise

The vise is closing again. - Vize tekrar kapanıyor.

visa (signature or stamp on a document signifying that it has been approved)
vize almak
(Kanun,Politika, Siyaset) get visa
vize başvuru formu
visa application form
vize etmek
endorse
vize işlemleri
visa procedures
vize başvurusu
application for visa
vize başvurusu yapmak
apply for visa
vize bilgi sistemi
(Politika, Siyaset) visa information system
vize edilmiş
(Ticaret) visaed
vize görüşmesi
(Politika, Siyaset) visa interview
vize harcı
(Hukuk) visa charges
vize işlemi
visa process
vize işleri
visa processes
vize süresi
(Politika, Siyaset) visa period
vize süresi
visa duration
vize süresi
visa validity
vize vermek
visa
vize vermek
(Hukuk) to visa
vize vermek
vise
vize almak
receive visa
vize vermek
(Politika, Siyaset) issue a visa
vizeler
collections
geçici vize
temporary visa
transit vize
transit visa
Türkçe - Türkçe
Bir ülkeye girmek ya da bir ülkeden çıkmak için yetkili makamlardan alınması gerekli izin
Bazı resmî kâğıtlara "görülmüştür" anlamında konulan işaret ve bu işareti koyma işi
Bir ükeye girmek veya bir ülkeden çıkmak için yetkili makamlardan alınması gerekli izin
Üniversite ve yüksek okullarda yarı yıl içinde yapılan sınav, ara sınavı
Bir ükeye girmek veya bir ülkeden çıkmak için yetkili makamlardan alınması gerekli izin: "İçeriye girmen için vize mi bekliyorsun? İngiliz validenden izin mi gelecek?"- R. H. Karay. Üniversite ve yüksek okullarda yarı yıl içinde yapılan sınav, ara sınavı
VİZE
(Hukuk) İzin, "görülmüştür"
vize sınavı
Üniversite ve yüksek okullarda yarı yıl içinde yapılan sınav, ara sınavı
vize