vivre

Fransızca - Türkçe

vivre teriminin Fransızca Türkçe sözlükte anlamı

oturmak, yaşamak

[le] azık, yiyecek

yasa

yaşar

canl

yaşarlar

naklen

canlı

yaşamak

Zengin yaşamak zengin ölmekten iyidir. - Il est mieux de vivre en étant riche que de mourir riche.

Banliyöde yaşamak için araba zaruridir. - Une voiture est indispensable pour vivre en banlieue.

Fransızca - İngilizce

vivre teriminin Fransızca İngilizce sözlükte anlamı

{v} liven

{v} live

It is not rare at all to live over ninety years. - Ce n'est pas rare du tout de vivre plus de 90 ans.

I can't live that kind of life. - Je ne peux pas vivre comme ça.

{n} foodstuffs, rations, victuals, food

live, exist; reside, dwell

live through

The death of her dog was difficult for her to live through. - La mort de son chien a été difficile à vivre pour elle.

live upon

live out

Fish can't live out of water. - Les poissons ne peuvent vivre hors de l'eau.

Fish cannot live out of water. - Les poissons ne peuvent vivre hors de l'eau.

İngilizce - İngilizce

vivre teriminin İngilizce İngilizce sözlükte anlamı

{f} be alive, live (French)

İngilizce - Fransızca

vivre teriminin İngilizce Fransızca sözlükte anlamı

{n} vivre (dans "joie de vivre")

{v} vivre, être en vie