Bu hayati derecede önemli.
- It's vitally important.
O görev için çok önemlidir.
- She's vital to the mission.
2.30'a kadar Tom Jackson'ın ofisine gitmemiz kesinlikle çok önemlidir.
- It's absolutely vital that we get to Tom Jackson's office by 2:30.
Bir gökdelendeki asansörler hayati sistemlerdir.
- The elevators in a skyscraper are vital systems.
İyi beslenme bir bebeğin büyümesi için hayati önem taşımaktadır.
- Good nutrition is vital for an infant's growth.
Bu hayati önem taşıyan bir konu.
- It's a matter of vital importance.
Sağlık ve canlılık uzun hayat için gereklidir.
- Health and vitality are important for long life.
The sun’s vital radiation.
The transition to farming was vital for the creation of civilisation.
The brain is a vital organ.
It is vital that you don't forget to do your homework.
... that door, that is vitally important ' not just to those kids. It's how we're going to ...
... people losing health insurance at a time when it's vitally important. ...