Büyük şehirleri ziyaret etmekten hoşlanmam.
- I don't like visiting big cities.
Ben, dün hiç zaman kaybetmeden teyzemi hastanede ziyaret ettim.
- I lost no time in visiting my aunt in the hospital yesterday.
Ziyaret eden yazarın onuruna bir parti düzenlendi.
- A party was held in honor of the visiting writer.
Tom'u ziyaret etmek bir hataydı.
- Visiting Tom was a mistake.
Ben, dün hiç zaman kaybetmeden teyzemi hastanede ziyaret ettim.
- I lost no time in visiting my aunt in the hospital yesterday.