Görüş yoğun siste ciddi olarak sınırlı idi.
- Visibility was severely restricted in the heavy fog.
Sınırlı görüş nedeniyle yolculuk zor olabilir.
- Due to limited visibility navigation may be difficult.
Görünür yıldızların sayısı çok büyüktür.
- The number of visible stars is very great.
Saldırganlığın en görünür formları genellikle av ve avcı arasında görülür.
- The most visible forms of aggression are often seen between prey and predator.
O tamamen gözle görülebilir.
- It's completely visible.
İnsan gözü görülebilir aralık dediğimiz çok dar ışık aralığı hariç neredeyse tüm elektromanyetik spektrum için kördür,
- The human eye is blind to nearly the entire electromagnetic spectrum, except for the very narrow range of light that falls in what we call the visible range.
Dün kuruldan yeni bir direktif aldık. Onlar en göze çarpan projelere odaklanmamızı istiyor.
- We received a new directive from the board yesterday. They want us to focus on our most visible projects.
Renk tüm görünen şeylerin en kutsal unsurudur.
- Color is the most sacred element of all visible things.
Açık havada, Estonya kıyısı Helsinki'den görülebilir.
- During clear weather, the coast of Estonia is visible from Helsinki.
The visibility from that angle was good.