Köylülere yiyecek sağladılar.
- They supplied the villagers with food.
Patlama köylüleri korkuttu.
- The explosion frightened the villagers.
Otobüsle köye ulaşabilirsin.
- You can reach the village by bus.
Erkek kardeşim küçük bir köyde yaşıyor.
- My brother lives in a small village.
Volkanik patlama köyü tehdit etti.
- The volcanic eruption threatened the village.
Köyün bir postanesi yok.
- The village does not have a post office.
Patlama köylüleri korkuttu.
- The explosion frightened the villagers.
Köylüler ölümden sonraki bir hayata inanıyorlar.
- The villagers believed in a life after death.