Problemi bir çocuğun bakış açısıyla düşünmeliyiz.
- We should consider the problem from a child's point of view.
Soruna farklı bir bakış açısından bakalım.
- Let's look at the problem from a different point of view.
Doku kültürü bakış açısından, bu deney için çevre daha katı bir şekilde tanımlanmış olmalıdır.
- From the viewpoint of tissue culture, the environment for this experiment should be more rigidly defined.
Onun bakış açısı sınırlıdır.
- Her viewpoint is limited.
O, farklı görüşten insanlara açık.
- She is open to people who have a different point of view.
Görüşüne tamamen katılıyorum.
- I fully agree with your point of view.
Onlar benim bakış açımı benimsediler.
- They adopted my viewpoint.
Onun bakış açısı sınırlıdır.
- Her viewpoint is limited.
Objektif olarak bakınca, onun görüşleri rasyonalizmden epey uzak.
- From an objective viewpoint, his argument was far from rational.
The storyline in the film The Usual Suspects is presented from the point of view of an unreliable narrator.
His point of view is that there is only one true religion.
From an economist's point of view, business is all about money.