Hemencecik birbirimizi sevdik.
- We liked each other right away.
Tom sadece derhal bir şey yemek zorunda olduğunu söyledi.
- Tom said he just had to eat something right away.
Yerinde olsam derhal eve giderim.
- If I were you, I'd go home right away.
Bir an önce onu kullanmak istediğimi bildiğin halde niçin tavuğu böyle alması zor bir yere koydun?
- Why did you put the chicken in such a difficult place to get when you knew that I wanted to use it right away?
Tom bir an önce evlenmek istediğini söylüyor.
- Tom says he wants to get married right away.
Onun mektubunu hemen yanıtlamayı planlıyorum.
- I plan to reply to his letter right away.
Her iki görüşün avantajları ve dezavantajları vardır bu yüzden hangisini destekleyeceğime hemen karar vermeyeceğim.
- There are merits and demerits to both your opinions so I'm not going to decide right away which to support.
O şimdi öğle yemeğinde dışarıda olacak, bu yüzden hemen aramamız bir işe yaramaz.
- He'll be out at lunch now, so there's no point phoning straight away.
O kesiği hemen temizlemelisin, enfeksiyon kapmak istemezsin!
- You should clean that cut straight away, you don't want to get an infection!
This item is urgent, so please start on it right away.
This item is urgent, so please start on it straight away.