Hemencecik birbirimizi sevdik.
- We liked each other right away.
Mektuba derhal bir cevap göndermelisin.
- You must send the answer to the letter right away.
Tom sadece derhal bir şey yemek zorunda olduğunu söyledi.
- Tom said he just had to eat something right away.
Tom bir an önce evlenmek istediğini söylüyor.
- Tom says he wants to get married right away.
Bir an önce onu kullanmak istediğimi bildiğin halde niçin tavuğu böyle alması zor bir yere koydun?
- Why did you put the chicken in such a difficult place to get when you knew that I wanted to use it right away?
Her iki görüşün avantajları ve dezavantajları vardır bu yüzden hangisini destekleyeceğime hemen karar vermeyeceğim.
- There are merits and demerits to both your opinions so I'm not going to decide right away which to support.
Ona bir araba çarptı ve hemen öldü.
- He was hit by a car and died right away.
Hemen avukatımla konuşmak istiyorum.
- I want to talk to my lawyer straight away.
O şimdi öğle yemeğinde dışarıda olacak, bu yüzden hemen aramamız bir işe yaramaz.
- He'll be out at lunch now, so there's no point phoning straight away.
This item is urgent, so please start on it right away.
This item is urgent, so please start on it straight away.