Biz pek çok konuşmadık.
- We didn't talk very much.
Tom çok fazla değişmedi.
- Tom hasn't changed very much.
Hanako keki çok fazla seviyor.
- Hanako likes cake very much.
Tehlikenin gayet farkındayım.
- I'm very much aware of the danger.
Geçen gece beni akşam yemeğine götürdüğün için çok çok teşekkürler.
- Thanks very much for having me to dinner the other night.
Klavsenin sesini çok severim.
- I like the sound of harpsichord very much.
Sirk bizi çok eğlendirdi.
- The circus entertained us very much.
After a day in the hot sun, he needed a shower in the worst way.
... I would like very much to have the country to continue to ...
... >>Kevin Allocca: It's just me and her; right? >>Salar Kamangar: Thanks very much, and enjoy ...