Biz pek çok konuşmadık.
- We didn't talk very much.
Tom çok fazla değişmedi.
- Tom hasn't changed very much.
Hanako keki çok fazla seviyor.
- Hanako likes cake very much.
Tehlikenin gayet farkındayım.
- I'm very much aware of the danger.
Geçen gece beni akşam yemeğine götürdüğün için çok çok teşekkürler.
- Thanks very much for having me to dinner the other night.
Sana çok, çok teşekkürler!
- Thank you very, very much!
Onu bildiğim için çok rahatladım.
- I am very much relieved to know that.
After a day in the hot sun, he needed a shower in the worst way.
... So thank you very much for all the participation of the ...
... our coal, our gas, our nuclear, our renewables. I believe very much in our renewable capabilities; ...