Biz pek çok konuşmadık.
- We didn't talk very much.
Hanako keki çok fazla seviyor.
- Hanako likes cake very much.
Mike hayvanları çok fazla severdi.
- Mike liked animals very much.
Tehlikenin gayet farkındayım.
- I'm very much aware of the danger.
Geçen gece beni akşam yemeğine götürdüğün için çok çok teşekkürler.
- Thanks very much for having me to dinner the other night.
Klavsenin sesini çok severim.
- I like the sound of harpsichord very much.
Sana çok, çok teşekkürler!
- Thank you very, very much!
After a day in the hot sun, he needed a shower in the worst way.
... So thank you, and thank you very much. [ Applause ] ...
... Not very much, except it's mobile apps as opposed to ...