Dün hayvanat bahçesine gittim ve iri bir denizayısı gördüm.
- Yesterday I went to the zoo and saw a huge walrus.
İki iri boğa fili, hangisinin yeni nesil babası olacağını belirlemek için birkaç gün boyunca düello yaptı.
- Two huge bull elephants duelled for several days to determine which one would father the next generation.
Böyle kocaman bir çileği ilk defa görüyorum.
- This is the first time I've seen a strawberry this huge.
Aslan kocaman ağzını açtı ve kükredi.
- The lion opened its huge mouth and roared.
Dev tanker az önce rıhtımdan ayrıldı.
- The huge tanker has just left the dock.
Deney devasa bir başarıydı.
- The experiment was a huge success.
Böylesine büyük bir silahlanma için paramızın olup olmadığı sorusunu göz önüne almalıyız.
- We must consider the question of whether we can afford such huge sums for armaments.
O, büyük bir evde yaşıyor.
- She lives in a huge house.
Çok büyük bir kaya parçasını hareket ettirmek çok zor olacak.
- Moving a huge boulder is going to be very hard.
Çok büyük bir hata yapıyorsun.
- You're making a huge mistake.