very; extremely

listen to the pronunciation of very; extremely
İngilizce - Türkçe

very; extremely teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

totally
bütünüyle

Bana karşı bütünüyle dürüst müydün? - Have you been totally honest with me?

Bütünüyle sipariş edilmiş bir takıma çoğunlukla bir zincir denilir. - A totally ordered set is often called a chain.

terribly
çok fena
totally
tamamıyla
totally
toplamda
totally
tümüyle
terribly
çok

Sana yardım etmek isterim ama çok fazla meşgulüm. - I'd love to help you out, but I'm terribly busy.

Fadıl bir şeylerin çok yanlış olduğunu biliyordu. - Fadil knew that something was terribly wrong.

terribly
çok kötü
terribly
son derece

Çorba son derece sıcak. - The soup is terribly hot.

Bruce kız arkadaşı onu terk ettiğinde son derece üzülmüştü, ama kısa sürede atlattı. - Bruce was terribly upset when his girlfriend left him, but he soon got over it.

terribly
korkunç bir şekilde

O korkunç bir şekilde yanlış olurdu. - That would be terribly wrong.

Bundan korkunç bir şekilde utanıyorum. - I'm terribly ashamed of this.

terribly
müthiş
totally
tamamen

Çocuk tamamen ebeveynlerine bağımlıydı. - The boy is totally dependent on his parents.

O tamamen kesin değildir. - It isn't totally exact.

all too
Tüm çok
very ill, extremely sick
çok, çok hasta hasta
terribly
berbat/korkunç şekilde
terribly
berbat bir şekilde

Benim yavru köpeğim öldü ve ben berbat bir şekilde üzgünüm. - My puppy died, and I'm terribly upset.

Tom'a berbat bir şekilde muamele edilmişti. - Tom was treated terribly.

terribly
aşırı

Aşırı derecede pahalı. - It's terribly expensive.

Bu hafta her ikimiz için de aşırı yoğundu. - This week has been terribly busy for both of us.

totally
bütün olarak
totally
bütün bütün
İngilizce - İngilizce
terribly
totally

That was totally wicked!.

all too
very; extremely