Bana karşı bütünüyle dürüst müydün?
- Have you been totally honest with me?
Bütünüyle sipariş edilmiş bir takıma çoğunlukla bir zincir denilir.
- A totally ordered set is often called a chain.
Sorusuna çok şaşırdım.
- I was terribly confused by his question.
Çok üşüyorum. Sanırım nezle olacağım.
- It's terribly cold. I think I'm going to catch a cold.
Çorba son derece sıcak.
- The soup is terribly hot.
Bruce kız arkadaşı onu terk ettiğinde son derece üzülmüştü, ama kısa sürede atlattı.
- Bruce was terribly upset when his girlfriend left him, but he soon got over it.
Sırp trenleri korkunç bir şekilde yavaş...
- Serbian trains are terribly slow.
Sami, Leyla'yı korkunç bir şekilde özlüyordu.
- Sami missed Layla terribly.
Çocuk tamamen ebeveynlerine bağımlıydı.
- The boy is totally dependent on his parents.
Siz acayip kılıklı herifler tamamen cahilsiniz.
- You guys are totally clueless.
Tom'a berbat bir şekilde muamele edilmişti.
- Tom was treated terribly.
Benim yavru köpeğim öldü ve ben berbat bir şekilde üzgünüm.
- My puppy died, and I'm terribly upset.
Bu hafta her ikimiz için de aşırı yoğundu.
- This week has been terribly busy for both of us.
Aşırı derecede pahalı.
- It's terribly expensive.