Masada bol miktarda taze yumurta var.
- There are plenty of fresh eggs on the table.
Trene yetişmek için bol miktarda zamanın var.
- You have plenty of time to catch the train.
Pek çok çocuğun seninle dışarı çıkmak istediğini biliyorum.
- I know that plenty of guys want to go out with you.
Pek çok insana danıştık.
- We consulted plenty of people.
Köyde bol miktarda kirpi olacağına söz verdin!
- You promised that there would be plenty of hedgehogs in the village!
Bu yıl bol yağmur vardı.
- We have had plenty of rain this year.
Bu daktilo oldukça sık kullanılmıştır.
- This typewriter has seen plenty of use.
Çok fazla zamanımız var.
- We have plenty of time.
Salonda çok fazla misafir vardı.
- There were plenty of guests in the hall.