Önde gelen bir uzman resmi tasdik etmek için içeriye getirildi.
- A leading specialist was brought in to authenticate the painting.
Mary sincaplar konusunda dünyanın önde gelen uzmanıdır.
- Mary is the world’s leading expert on squirrels.
O önemli bir politikacı olma hırsını asla unutmadı.
- He never forgot his ambition to become a leading politician.