Dedektif Dan Anderson, Linda'nın ifadelerini doğruladı.
- Detective Dan Anderson verified Linda's statements.
Tom toplantı tarihini doğruladı.
- Tom verified the date of the meeting.
Bunu doğrulamak için hiçbir yöntemimiz yok.
- We have no way to verify this.
Tom bunu doğrulamak zorunda kalacak.
- Tom is going to have to verify this.
Bunu doğrulamak için hiçbir yöntemimiz yok.
- We have no way to verify this.
Bunu doğrulamak için bir yolun yok.
- You have no way to verify it.
Herhangi biri bunu doğrulayabilir mi?
- Can anyone verify this?
Bize söylediğin her şey doğrulamam gerekiyor.
- I need to verify everything you've told us.
... once verified, can check the signatures on the programs that run on it. And so on and ...