vergilendirilmek

listen to the pronunciation of vergilendirilmek
Türkçe - İngilizce
to be taxed
vergi
tax

The government imposed a new tax on farmers. - Hükümet çiftçilere yeni vergi koydu.

I think they should put a heavy tax on imports. - Sanırım onlar ithalatlara ağır bir vergi koymalılar.

vergi
(Ticaret) charterers pay dues
vergi
(Ticaret) tariff

President Arthur wanted to reduce the tariffs. - Başkan Arthur gümrük vergilerini düşürmek istedi.

Cleveland decided that high tariffs were wrong. - Cleveland yüksek gümrük vergilerinin yanlış olduğuna karar verdi.

vergi
(Ticaret) rate

Warren Buffett complained that he has a lower tax rate than his secretary. - Warren Buffett, sekreterinden daha düşük bir vergi oranına sahip olmasından yakındı.

The income tax rate increases in proportion to the salary increase. - Gelir vergisi oranı maaş artışı ile orantılı olarak artar.

vergi
gift

Health is the greatest gift. - Sağlık en büyük Allah vergisidir.

vergi
farm

The government imposed a new tax on farmers. - Hükümet çiftçilere yeni vergi koydu.

vergi
talent
vergi
(Ticaret) que
vergi
{i} tribute
vergi
taxation

Taxation is based on income. - Vergilendirme gelire bağlıdır.

Taxation is a serious issue. - Vergilendirme ciddi bir konudur.

vergi
taxe

He could deduct the furnishing of his work room from his taxes. - Çalışma odasısının mobilyasını vergiden düşebildi.

He could write off his work room's furnishing from his taxes. - Çalışma odasının mobilyasını vergiden düşürebildi.

vergi
tax returns
vergi
wedding present
vergi
(Hukuk) charge, duty, levy, tax
vergi
Scot
vergi
charitable contribution or gift
vergi
tax, duty; gift, talent
vergi
duty

We think that it's our duty to pay taxes. - Vergi ödemenin bizim görevimiz olduğunu düşünüyorum.

These articles are all exempt from duty. - Bu mallar gümrük vergisinden muaftır.

vergi
imposition
vergi
impost
vergi
excise
vergi
something with which (a person) is naturally endowed: Bu kabiliyet sana vergi bir şey. This is an ability with which you've been naturally endowed
vergi
dues
vergi
assessment
vergi
gabelle
vergi
dower
vergi
capitation
vergilendirilme
rateability
Türkçe - Türkçe
Vergiye bağlanmak
VERGİ
(Hukuk) Denetim kamu hizmetlerini karşılamak amacı ile bireylerden(zora dayanarak)aldığı kamu geliridir
Vergi
(Osmanlı Dönemi) HARC
Vergi
algı
Vergi
(Osmanlı Dönemi) KATİA
vergi
Kamu hizmetlerine harcanmak için hükûmetin, yerel yönetimlerin yasalara göre doğrudan doğruya veya bazı madde fiyatlarının üstüne koyarak dolaylı yoldan herkesten topladığı para: "Önce vergiyi kolay tahsil etmenin vesilesini hazırlasınlar."- B. Felek
vergi
Bir kimsenin doğuştan sahip olduğu iyi nitelik: "Ne de olsa sapasağlam bir kır çocuğuydum o sıralar, şehirlilere vergi incelikleri öğrenmemiş, bozulmamıştım."- A. İlhan
vergi
Bir kimsenin doğuştan sahip olduğu iyi nitelik
vergilendirilme
Vergilendirilmek işi
vergilendirilmek