vergeblich

listen to the pronunciation of vergeblich
Almanca - Türkçe
İngilizce - Türkçe

vergeblich teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

futile
{s} beyhude

Üniversiteye gitmek beyhude değildir. - It isn't futile to go to university.

Şimdiye kadar çabalarım beyhudeydi. - My efforts have been futile thus far.

vain
{s} kendini beğenmiş

Kendini diğerleriyle karşılaştırırsan, kendini beğenmiş ya da umudu kırık olabilirsin; her zaman için kendinden daha büyük ya da daha küçük insanlar olacaktır. - If you compare yourself with others, you may become vain or bitter; for always there will be greater and lesser persons than yourself.

futile
faydasız

Çikolata söz konusu olduğunda direnç faydasızdır. - When it comes to chocolate, resistance is futile.

vain
{s} boş

Ben onunla boşuna dost kalmaya çalıştım. - I tried to keep in with her in vain.

Dick o problemi çözmek için boşuna çalıştı. - Dick tried to solve the problem, in vain.

futile
boşuna
futile
sifos
futile
akim
futile
boş
vain
{s} gururlu
futile
Boş, nafile, beyhude, abes
to no avail
boşuna

O boşuna çite tırmanmaya kalkıştı. - He attempted to climb the fence to no avail.

Tekrar denedim ama boşuna. - I tried again, but to no avail.

futile
(sıfat) boş, nafile, beyhude
futile
{s} boş, nafile, abes
to no avail
boş yere
to no avail
sonuçsuz