vergebens

listen to the pronunciation of vergebens
Almanca - Türkçe
{fer'ge: bıns} boşuna, boş yere
boşuna, beyhude
(Gramer) boş yere, beyhude, bedava, nafile
İngilizce - Türkçe

vergebens teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

in vain
boşuna

Tüm çabalarımız boşunaydı. - All our efforts were in vain.

John sorunu çözmek için boşuna uğraştı. - John tried in vain to solve the problem.

for nothing
havadan
for nothing
ücretsiz

Onu ücretsiz olarak alabilirsin. - You may have it for nothing.

Bu kitabı ücretsiz alabilirsin. - You can have this book for nothing.

for nothing
haybeden
for nothing
beleşten
for nothing
nafile yere
for nothing
(Argo) boku bokuna
for nothing
pisi pisine
for nothing
boş yere

Ben onu boş yere aldım. - I got it for nothing.

O, kitabı boş yere aldı. - He got the book for nothing.

for nothing
bedava

O, bileti bedava aldı. - She got the ticket for nothing.

Tekerlekli patenleri bedavaya aldım. - I got the roller skates for nothing.

for nothing
boşa

Bütün çabalarım boşa gitti. - All my pains went for nothing.

for nothing
boşuna

Ben bu kitabı boşuna aldım. - I got this book for nothing.

Yandaki bayan artık onu istemediği için biz bu sandalyeyi boşuna aldık. - We got this chair for nothing because the lady next door didn't want it anymore.

for nothing
parasız
in vain
boş yere

Karısını mutlu etmeye çalıştı fakat boş yere. - He tried to make his wife happy, but in vain.

Tom Mary'yi sanat okuluna gitmesi için boş yere ikna etmeye çalıştı. - Tom tried in vain to convince Mary to go to art school.

in vain
Beyhude, boşuna
Almanca - İngilizce
voidly
vainly
to no avail
for nothing
without avail (formal)
in vain

All their efforts were in vain. - Alle ihre Bemühungen waren vergebens.

He tried in vain to put an end to their heated discussion. - Er versuchte vergebens, ihre hitzige Debatte zu beenden.

Es war alles vergebens.
It was all for naught
Mit der Dummheit kämpfen selbst Götter vergebens. (Schiller)
With stupidity the gods themselves contend/struggle in vain. (Schiller)