vergangen

listen to the pronunciation of vergangen
Almanca - Türkçe
geçmiş

Onun geçmişi hakkında herhangi bir şey duydun mu? - Hast du irgendetwas über ihre Vergangenheit gehört?

Herkesi geleceğe götüremezsin, bazıları geçmişte kalmalı. - Du kannst nicht jeden mit in die Zukunft nehmen, manche müssen in der Vergangenheit bleiben.

{fer'genglih} geçici
İngilizce - Türkçe

vergangen teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

past
{i} geçmiş

Geçmiş sadece bilinir, değişmez. Gelecek ise sadece değişir, bilinmez. - The past can only be known, not changed. The future can only be changed, not known.

Geçmişsiz gelecek yoktur. - There is no future without the past.

passed
{f} geç

Gemi Panama Kanalından geçti. - The ship passed through the Panama Canal.

Gemi köprünün altından geçti. - The ship passed under the bridge.

elapsed
(Bilgisayar) tamamlanan
elapsed
(Bilgisayar) geçen
passed
(Bilgisayar) geçti

Dört evin önünden geçtim. - I passed by four houses.

Gemi Panama Kanalından geçti. - The ship passed through the Panama Canal.

passed
geçmiş

Günler haftaları, haftalar ayları kovaladı ve biz ne olduğunun farkına bile varmadan başka bir yıl daha geçmiş oldu. - Days turned into weeks, weeks turned into months and, before we knew it, another year had passed.

Büyükbaba ve büyükannelerim Almandı ve dil bana ve erkek kardeşime geçmiş oldu. - My grandparents were German, and the language has been passed down to me and my brother.

gone by
geç

Babam öldüğünden bu yana 10 yıl geçti. - Ten years have gone by since my father died.

Evlendiğimizden beri üç yıl geçti. - Three years have gone by since we got married.

past
-sız
past
bitmiş
past
sona ermiş
past
geçe

Tren geçerken Tom sürücünün bir anlık bakışını yakaladı. - Tom caught a glimpse of the driver as the train raced past.

Bu ID ile geçen cümleler Tatoeba Projesine katkıda bulunanlar tarafından eklenen cümlelerdir. - Sentences past this ID are sentences added by contributors of Tatoeba Project.

died down
aşağı oldu
faded away
uzak soluk
passed
geçen

Tom geçen pazartesi girdiği sınavı geçti. - Tom passed the test he took last Monday.

Babası geçen hafta öldü. - Her father passed away last week.

lapsed
hataya düşmüş
lapsed
x sona er/hataya düş/kay
past
(zarf) geçecek şekilde
past
{e} geçkin
past
{s} eski

İnsanlar günümüzde popüler kültüre eskisinden daha çok önem vermekte. - People attach more importance to popular culture today than in the past.

Bu, son üç yıldır yaşadığımız eski soruna benzerdir. - This is the same old problem we've had the past three years.

past
past master mason locasının eski reisi
Almanca - İngilizce