Tom Japonya'yı ziyaret ettiğinde her yerde otomatik satış makinaları gördü.
- Tom saw vending machines everywhere when he visited Japan.
Linux'u destekleyen satıcılar var.
- There are also vendors who support Linux.
Ben çevrimiçi giysi satarım.
- I sell clothing online.
Arabayı satmaya karar verdi.
- He decided to sell the car.
O oyuncak çok satılıyor.
- That toy is selling like hot cakes.
Oyuncak satıcısı çok samimiydi.
- The toy seller was very friendly.