O yüzünü bir peçenin arkasına sakladı.
- She hid her face behind a veil.
Bir peçe takıyor olurdum.
- I'll be wearing a veil.
Elitizm in eleştirisi genellikle entelektüel karşıtı örtülüdür.
- Criticism of elitism is often veiled anti-intellectualism.
Geceydi ve bir karanlık örtüsü bütün sokakları kapladı.
- It was night, and a veil of darkness covered the streets.
O, yaralarını gizlemek için bir peçe takar.
- She wears a veil to hide her wounds.
Elitizm in eleştirisi genellikle entellektüelizm üzerine örtülü bir saldırıdır.
- Criticism of elitism is often a veiled attack on intellectualism.
Elitizm in eleştirisi çoğunlukla anti-entellektüelciliğin örtülü bir biçimidir.
- Criticism of elitism is often a veiled form of anti-intellectualism.
Üstü kapalı bir tehdit mi bu?
- Is that a veiled threat?
Beckett complains that in the forest of symbols there is never quiet, and longs to break through the veil of language to silence.
The forest fire was veiled by smoke, but I could hear it clearly.