vatan

listen to the pronunciation of vatan
Türkçe - İngilizce
motherland
homeland

We'll fight to the end to protect our homeland. - Vatanımızı korumak için sonuna kadar savaşacağız.

Mr. and Mrs. Yamada will return to their homeland next month. - Bay ve Bayan Yamada gelecek ay vatanlarına geri dönecekler.

soil
habitat
(Politika, Siyaset) nation

She was a British national. - O bir İngiliz vatandaşıydı.

I have the French nationality, but I'm from Vietnam. - Fransız vatandaşlığım var ama Vietnamlıyım.

native country

Georgia is his native country. - Gürcistan onun ana vatanı.

land
home

Tom was a little homesick. - Tom biraz vatan hasreti çekiyordu.

All of us were homesick. - Hepimiz vatan özlemi çekiyorduk.

Blighty
Britain or England as homeland (name used affectionately in jest)
native country, motherland, homeland, country
native land
(göçmen) old country
native shore
fatherland

It is sweet and honorable to die for the fatherland. - Vatan için ölmek tatlı ve onurludur.

My fatherland is there, where my soul is. - Ruhum neredeyse vatanım oradadır.

country

It is an act of treason to sell military secrets to your country's enemies. - Askeri sırları ülkenin düşmanlarına satmak vatan hainliğidir.

If your wife cheated on you, thank God she only cheated on you and did not betray the country. - Eğer karın sana ihanet ederse, şükret ki o sadece sana ihanet etti vatanına değil.

vatan haini
traitor

The soldiers turned traitor. - Askerler vatan haini çıktı.

Tom may be the traitor. - Tom vatan haini olabilir.

vatan hainliği
treason

It is an act of treason to sell military secrets to your country's enemies. - Askeri sırları ülkenin düşmanlarına satmak vatan hainliğidir.

Mr. President, what you are doing is treason! - Bay Başkan yaptığın şey vatan hainliğidir!

vatan hasreti
(Askeri) homesick
vatan sevgisi
patriotism
vatan borcu
country debt
vatan severlik
country hospitality
vatan sevgisi ile ilgili şiirler
poems about love and devotion to one's country
vatan toprağı
homeland
vatan borcu
(Politika, Siyaset) national service
vatan değiştirmek
change one's allegiance
vatan haini
quisling
vatan haini ilân etmek
proclaim smb. a traitor
vatan haini kadın
traitress
vatan haini veya ihbarcı
(Argo) dobber-in
vatan hainliği
traitorism
vatan hainliği ile suçlanmak
be charged with treason
vatan hasreti
homesickness

Thirst is more serious than homesickness. - Susuzluk vatan hasretinden daha ciddidir.

She cried out of homesickness. - O, vatan hasretinden çığlık attı.

vatan hasreti
nostalgia
vatan hasreti çeken
homesick

This song makes me homesick. - Bu şarkı beni vatan hasreti çeken yapıyor.

vatan hasreti çekmek
be homesick
vatan uğruna
for the sake of one's country
vatan ve millet sevgisi
love of country and nation
vatan özlemi
mal du pays
vatan özlemi
nostalgia
vatan şarkıları
patriotic songs
mesken vatan
home
vatan haini
defector
ana vatan
homeland
eski vatan
(göçmen) old country
Türkçe - Türkçe
Yurt: "Eğil de kulak ver, bu sessiz yığın / Bir vatan kalbinin attığı yerdir."- N. H. Onan
(Osmanlı Dönemi) (C.: Evtan) Bir kimsenin doğup büyüdüğü yer. Yurt
Bir ulusun bağımsız ve egemen olarak üzerinde yaşadığı yeryüzü parçası ve onun havası ile karasularına denir
Yurt
(Osmanlı Dönemi) SAV
(Osmanlı Dönemi) SE'V
vatan borcu
Askerlik
vatan haini
Vatanın yüksek menfaatlerini hiçe sayarak onun aleyhinde iş gören kimse
vatan hainliği
Vatan haini olma durumu
ana vatan
Bir şeyin ilk kez yetiştigi, göründüğü yer
ana vatan
Ana yurt
vatan