Select Keyboard:
Türkçe ▾
  1. Türkçe
  2. English
  3. العربية
  4. Dansk
  5. Deutsch
  6. Ελληνικά
  7. Español
  8. فارسی
  9. Français
  10. Italiano
  11. Kurdî
  12. Nederlands
  13. Polski
  14. Português Brasileiro
  15. Português
  16. Русский
  17. Suomi
  18. Svenska
  19. 中文注音符号
  20. 中文仓颉输入法
X
"1234567890*-Bksp
Tabqwertyuıopğü,
CapsasdfghjklşiEnter
Shift<zxcvbnmöç.Shift
AltGr

various, assorted, diverse

listen to the pronunciation of various, assorted, diverse
İngilizce - Türkçe

various, assorted, diverse teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

different
başka

Ben başka herkesten o kadar farklı mıyım? - Am I that much different from everyone else?

Bu farklı bir kelime mi yoksa aynı kelimenin başka bir hâli mi? - Is this a different word or just another form of the same word?

different
değişik

Tom değişik bir cevap verdi. - Tom gave a different answer.

Değişik ülkelerden geliyoruz. - We come from different countries.

different
farklı

Papua Yeni Gine'de, Papualılar tarafından konuşulan 850 farklı dil vardır. - In Papua New Guinea, there are 850 different languages spoken by Papuans.

Senin fikirlerin benimkinden farklı. - Your ideas are different from mine.

different
başka türlü

Senin yaptığından başka türlü yapardım. - I would do it in a different way than you did.

different
{s} çeşitli

Çok sayıda çeşitli kurabiyeler var. - There are many different types of cookies.

Çeşitli farklı yollardan onun evine gidebilirsin. - You can get to her house in a variety of different ways.

different
{s} diğer

Tom'u ilk kez gördüğümde, onun şimdiye kadar karşılaştığım diğer bir erkekten farklı olduğunu biliyordum. - When I first laid eyes on Tom, I knew he was different from any other man I'd ever met.

Tom diğer çocuklardan her zaman farklıydı. - Tom was always different from other children.

different
from veya to ile farklı
different
{s} (from) farklı, başka, ayrı
different
from veya than ile
different
differently başka şekilde
different
ayrışık
different
türlü türlü
different
ayrı

Filler üç farklı türe ayrılır. - Elephants are divided into three different species.

Tom ve Mary farklı kapılardan ayrıldı. - Tom and Mary left through different doors.

İngilizce - İngilizce
different

In any case, poor black respondents living in high-poverty neighborhoods are most likely to view their neighborhood as a single block or block group and to use this definition consistently when asked about different neighborhood characteristics and activities.