Benim kamyonetin bir arka koltuğu yok.
- My van doesn't have a back seat.
Dan geçen bir kamyonetin çatısına indi.
- Dan landed onto the roof of a passing van.
Hiç bir karavan sürdün mü?
- Have you ever driven a van?
Bir spor araba istiyordum ama karım bir karavan almamızı söyledi.
- I wanted a sports car, but my wife said we needed a van.
Öfkeli kalabalık polis minibüsünün etrafını sarıp içindeki pedofili zanlısına hakaretler yağdırdı.
- The angry crowd clambered around the police van shouting insults at the suspected paedophile inside it.
Tom'u lacivert bir minibüse binerken gördüm.
- I saw Tom getting into a dark blue van.
Komünist Parti, işçi sınıfının öncüsüdür.
- The Communist Party is the vanguard of the working class.
His son took over and added medicines and perfumes, as well as fruit, flowers, sweets and a van delivery service.
Bu trenin eşya vagonu yok.
- This train has no luggage van.
The van sped down the road.