vaimure

listen to the pronunciation of vaimure
İngilizce - Türkçe
geçici duvar
wall
{i} duvar

Duvardaki resim, Picasso tarafından yapıldı. - The picture on the wall was painted by Picasso.

Evin etrafında taş bir duvar vardı. - The house had a stone wall around it.

wall
{i} set
wall
{i} sur: the walls of the old city eski kentin surları
wall
{f} tecrit etmek
wall
{f} duvar ör
wall
{i} zar
wall
wall creeper duvar tırmaşık kuşu
wall
{f} etrafına duvar çekmek
wall
kenar
wall
kale bedeni
wall
yan

Yanımda oturan adam tarafından cüzdanım soyuldu. - I was robbed of my wallet by the man sitting next to me.

Onun yatağı duvarın yanında. - His bed is next to the wall.

wall
duvar prizi
wall
Tichodroma muraria
wall
wall plate duvar latası
wall
{f} ayırmak
wall
(İnşaat) örgü
wall
{f} kapatmak
wall
(isim) duvar, çeper, zar, set, sur
wall
(fiil) duvarla çevirmek, ayırmak, tecrit etmek, kapatmak
wall
{i} sur

Sivrisinekler surlara saygı duymazlar. - Mosquitos don't respect walls.

Eski şehir surlarla çevrilidir. - The old city is surrounded by walls.

İngilizce - İngilizce
An outer, or exterior
wall