uzun zamandır

listen to the pronunciation of uzun zamandır
Türkçe - İngilizce
long

Tom said he hadn't had a good home-cooked meal for a long time. - Tom uzun zamandır iyi bir ev yemeği yemediğini söyledi.

Tom hasn't written a letter in a long time. - Tom uzun zamandır bir mektup yazmadı.

for a long time

This is the very camera I've wanted for a long time. - Uzun zamandır istediğim fotoğraf makinesi budur.

This word has been in my notebook for a long time. - Bu kelime uzun zamandır not defterimde.

for ages

We've had no rain for ages; in fact, not since the beginning of April. - Uzun zamandır hiç yağmur yağmadı; Aslında, nisan ayının başından beri yağmadı.

We haven't had a talk for ages. - Biz uzun zamandır konuşmadık.

long since

It's been so long since I've been here. - Çok uzun zamandır buradayım.

The well has long since dried up. - Kuyu uzun zamandır kurudu.

for a long while
(deyim) for the duration
for yonks

I've been working here for yonks.

uzun zamandır görmedim
Long time no see
uzun zaman
{i} ages

I haven't had a boyfriend in ages. - Uzun zamandır bir erkek arkadaşım yok.

It's been quite ages since we last met. - Son karşılaştığımızdan beri oldukça uzun zaman oldu.

uzun zaman
long

A long time ago, there was a bridge here. - Uzun zaman önce, burada bir köprü vardı.

It's been a long time since I visited my grandmother. - Büyükannemi ziyaret edeli uzun zaman oldu.

uzun zaman
long time

A long time ago, there was a bridge here. - Uzun zaman önce, burada bir köprü vardı.

It's been a long time since I visited my grandmother. - Büyükannemi ziyaret edeli uzun zaman oldu.

uzun zaman
yonks
Türkçe - Türkçe

uzun zamandır teriminin Türkçe Türkçe sözlükte anlamı

Uzun zaman
(Osmanlı Dönemi) MELİYY
uzun zamandır