uzat

listen to the pronunciation of uzat
Türkçe - İngilizce
(Bilgisayar) stretch

Tom stretched his legs. - Tom bacaklarını uzattı.

Come and stretch me a hand. - Gel ve bana elini uzat.

{f} handed

Tom got two beers out of the refrigerator and handed one to Mary. - Tom buzdolabından iki bira çıkardı ve birini Mary'ye uzattı.

Tom poured some milk into a glass and handed it to Mary. - Tom bardağa biraz süt koydu ve Mary'ye uzattı.

drag out
{f} lengthened

The sleeves of this coat have to be lengthened. - Bu paltonun kollarının uzatılması gerek.

{f} lengthening
{f} extended

She extended her stay by five days. - Kalışını beş gün uzattı.

He extended his right arm. - O, sağ kolunu uzattı.

{f} hand

The mother extended her hand to her baby, smiling brightly. - Işıl ışıl gülümseyen anne, bebeğine elini uzattı.

Tom poured some milk into a glass and handed it to Mary. - Tom bardağa biraz süt koydu ve Mary'ye uzattı.

extend

She extended her stay by five days. - Kalışını beş gün uzattı.

The mother extended her hand to her baby, smiling brightly. - Işıl ışıl gülümseyen anne, bebeğine elini uzattı.

elongate
prolong

Gooseberries can prolong your life. - Bektaşi üzümü ömrünü uzatabilir.

If we don’t make it, we shall need to prolong the time frame. - Eğer onu yapmazsak, zaman aralığını uzatmamız gerekecek.

lengthen

The coat is a bit too short. Can you lengthen it? - Ceket biraz fazla kısa. Onu uzatabilir misin?

The sleeves of this coat have to be lengthened. - Bu paltonun kollarının uzatılması gerek.

{f} extending

Gooseberries are fruits that are effective at extending life. - Bektaşi üzümü hayatı uzatmada etkili meyvelerdir.

Tom wanted to check the applicant's character reference before extending an offer. - Tom teklifi uzatmadan önce başvuranın karakter referansını kontrol etmek istedi.

{f} prolonged

This huge war has been prolonged. - Bu büyük savaşın süresi uzatılmıştır.

elongated
(Biyoloji) protract
crane
dragout
uza
drag on
uza
get longer
uza
draw out
Ayağını yorganına göre uzat
(Atasözü) Cut your coat according to your cloth
ayağını yorganına göre uzat
waste not
uza
scat
uza
reach

He stood up and reached for his hat. - Ayağa kalktı ve şapkasına uzandı.

She reached out to take his hat. - Şapkasını almak için uzandı.

Portekizce - Türkçe

uzat teriminin Portekizce Türkçe sözlükte anlamı

Uzá
uzza
İspanyolca - Türkçe

uzat teriminin İspanyolca Türkçe sözlükte anlamı

uza
uzza
uzat