uyuyun

listen to the pronunciation of uyuyun
Türkçe - İngilizce
Sleep
uyu
{f} slept

I only slept for three hours. - Ben sadece üç saat uyudum.

They slept a little in the room. - Onlar, odada biraz uyudular.

uyu
{f} sleep

We must sleep at least seven hours a day. - Günde en az yedi saat uyumak zorundayız.

Robin looks very cute when he's sleeping. - Robin uyurken çok sevimli görünüyor.

uyu
kip

I usually have a kip on Sundays. - Pazar günleri genellikle uyurum.

My mother has a kip every afternoon. - Annem her öğleden sonra uyur.

uyu
{f} sleeping

You shouldn't sleep with a coal stove on because it releases a very toxic gas called carbon monoxide. Sleeping with a coal stove running may result in death. - Kömür sobasıyla uyumamalısınız. Çünkü karbonmonoksit olarak adlandırılan çok zehirli bir gaz içerir. Kömür sobasıyla uyumak ölümle sonuçlanabilir.

Once upon a time, there was a man and his wife. They had no house. They were living in the fields and sleeping at the foot of a tree. - Vaktiyle bir adam ve karısı vardı. İçinde oturacak evleri yoktu. Tarlalarda yaşıyorlardı ve bir ağacın dibinde uyuyorlardı.

uyu
get to sleep

I have to get to sleep! I've got classes tomorrow. - Uyumalıyım! Yarın derslerim var.

It was too muggy for me to get to sleep last night. - Dün gece hava uyuyamayacağım kadar çok nemliydi.

uyu
lazy
uyuyun