uyutan

listen to the pronunciation of uyutan
Türkçe - İngilizce
sleeping
drowsy
uyu
{f} slept

I only slept for three hours. - Ben sadece üç saat uyudum.

If you’ve only slept for three hours, you certainly won’t do well in the exam. - Sadece üç saat uyuduysan, kesinlikle sınavda iyi yapmayacaksın.

uyu
{f} sleep

This room is not suitable for sleeping. - Bu oda uyumak için uygun değil.

It seems that the children will have to sleep on the floor. - Çocuklar yerde uyumak zorunda kalacaklar gibi.

uyu
kip

I usually have a kip on Sundays. - Pazar günleri genellikle uyurum.

My mother has a kip every afternoon. - Annem her öğleden sonra uyur.

uyu
{f} sleeping

Robin looks very cute when he's sleeping. - Robin uyurken çok sevimli görünüyor.

He's sleeping like a baby. - Bir bebek gibi uyuyor.

uyu
get to sleep

Tom couldn't get to sleep till after three last night. - Tom dün gece üçten sonrasına kadar uyuyamadı.

Tom couldn't get to sleep last night. - Tom dün gece uyuyamadı.

uyu
lazy
uyutan