The poet compared death to sleep.
- Şair ölümü uykuya benzetti.
From my own experience, illness often comes from sleeplessness.
- Benim kendi deneyimlerinden, hastalık çoğunlukla uykusuzluktan kaynaklanıyor.
A few hours nap will do you good.
- Birkaç saatlik uyku sana iyi gelecektir.
Why don't you go take a nap?
- Neden bir uyku çekmeye gitmiyorsun?
At the end of the sleep the dormant awakes.
- Uykunun sonunda uyuyan uyanır.
Dalida died from an overdose of sleeping pills.
- Dalida aşırı dozda uyku hapından öldü.
Tom has been having trouble sleeping recently.
- Tom son zamanlarda uyku sorunu yaşamaktadır.
I want you to get a good night's rest.
- Ben iyi bir gece uykusu uyumanı istiyorum.
He fell into a slumber inadvertently.
- O istemeden uykuya daldı.
I need sleeping pills.
- Uyku hapına ihtiyacım var.
Dan took five sleeping pills.
- Dan beş uyku hapı aldı.
You look a little groggy.
- Biraz uyku sersemi görünüyorsun.
Tom can't get out of his sleeping bag. The zipper is stuck.
- Tom uyku tulumundan çıkamıyor. Fermuar sıkışmış.
Is there a space in your sleeping bag?
- Senin uyku tulumunda bir yer var mı?