uygunsuzca

listen to the pronunciation of uygunsuzca
Türkçe - İngilizce
malapropos
unsuitably
uygunsuz
inconvenient

You may find it a bit inconvenient if you can't use the Internet. - Eğer interneti kullanamazsan onu biraz uygunsuz bulabilirsin.

They came at an inconvenient time. - Onlar uygunsuz bir zamanda geldiler.

uygunsuz
{s} unsuitable

In my opinion, it's quite unsuitable. - Bence, o oldukça uygunsuz.

In my opinion, this is quite unsuitable. - Bence, bu oldukça uygunsuzdur.

uygunsuzca birleşmek
misally
uygunsuz
improper

Are you suggesting I behaved improperly? - Uygunsuz davrandığımı mı düşünüyorsun?

It is improper to impose sanctions upon the union. - Sendika üzerine yaptırımlar uygulanması uygunsuz.

uygunsuz
awkward

The girl made an awkward bow. - Kız uygunsuz bir selamlama yaptı.

He asked an awkward question. - O uygunsuz bir soru sordu.

uygunsuz
inappropriate

I think you know that's inappropriate. - Bence onun uygunsuz olduğunu biliyorsun.

I don't see anything inappropriate in that. - Onda uygunsuz bir şey görmüyorum.

uygunsuz
out of place

Tom's noticed something was out of place. - Tom bir şeyin uygunsuz olduğunu fark etti.

This large sofa would be out of place in a small room. - Bu büyük kanepe küçük bir odada uygunsuz olurdu.

uygunsuz
{s} obnoxious

Tom laughed obnoxiously. - Tom uygunsuz olarak güldü.

uygunsuz
{s} derogatory
uygunsuz
unfortunate
uygunsuz
discordant
uygunsuz
anomalous
uygunsuz
objectionable
uygunsuz
unproper
uygunsuz
wildcat
uygunsuz
in bad taste
uygunsuz
out of joint
uygunsuz
inept
uygunsuz
gauche
uygunsuz
out of turn
uygunsuz
untimely
uygunsuz
way
uygunsuz
soil corers
uygunsuz
unfit
uygunsuz
inexpedient
uygunsuz
unearthly

She called me at an unearthly hour last night. - Dün gece uygunsuz bir zamanda beni aradı.

Why did you call me at this unearthly hour? - Niçin beni bu uygunsuz saatte aradın?

uygunsuz
infelicitous
uygunsuz
unworthy
uygunsuz
inopportune

He came at an inopportune time. - O uygunsuz bir zamanda geldi.

Tom came at an inopportune time. - Tom uygunsuz bir zamanda geldi.

uygunsuz
not done
uygunsuz
incongruent
uygunsuz
dissatisfactory
uygunsuz
undue
uygunsuz
unfitting
uygunsuz
inapposite
uygunsuz
inharmonious
uygunsuz
unhappy
uygunsuz
awk
uygunsuz
ill-suited

This conversation was so plainly ill-suited to the family circle.

uygunsuz
out of order
uygunsuz
lewd

Slanderous, defamatory, obscene, indecent, lewd, pornographic, violent, abusive, insulting, threatening and harassing comments are not tolerated. - İftira niteliğinde, küçük düşürücü, müstehcen, uygunsuz, iffetsiz, pornografik, şiddet, suistimal, hakaret, tehdit ve taciz yorumlarına katlanılmaz.

uygunsuz
inappropriate of
sözcükleri uygunsuzca kullanma
malapropism
uygunsuz
impolitic
uygunsuz
inappropriate, unsuitable; unfitting, unseemly
uygunsuz
unhandsome
uygunsuz
wrong
uygunsuz
objectionable, dishonest; discreditable
uygunsuz
ineligible
uygunsuz
inappropriate, unsuitable, inconvenient; improper, indecent, obnoxious; inept, out of turn, out of place, untimely
uygunsuz
unseemly
uygunsuz
indelicate
uygunsuz
near the knuckle
uygunsuz
illegitimate
uygunsuz
indecorous
uygunsuz
incorrect
uygunsuz
incongruous
uygunsuz
indecent

According to Vladimir Chizhov, the word pussy is indecent. - Vladimir Chizhov'a göre pussy sözcüğü uygunsuzdur.

It's an indecent proposition. - Bu uygunsuz bir öneri.

uygunsuz
unapt
uygunsuz
{s} untoward
uygunsuz
inconsonant
uygunsuz
{s} unchristian
uygunsuz
{s} unpropitious
uygunsuz
{s} malapropos
uygunsuz
uncomely
uygunsuz
inapt
uygunsuz
risque
uygunsuz
uncalled for
uygunsuz
{s} unbefitting
uygunsuz
unbeseeming
uygunsuz
unmeet
uygunsuz
{s} unbecoming

Her dress was very unbecoming. - Onun elbisesi çok uygunsuzdu.

uygunsuz
disorderly
Türkçe - Türkçe

uygunsuzca teriminin Türkçe Türkçe sözlükte anlamı

Uygunsuz
namünasip
uygunsuz
Kötü davranışlarda bulunan, çirkin hareketleri olan: "Birtakım uygunsuz, meymenetsiz heriflerle geziyormuş."- H. Taner
uygunsuz
Kötü davranışlarda bulunan, çirkin hareketleri olan
uygunsuz
Uymayan, yakışık almayan, yaraşmayan, münasebetsiz
uygunsuz
Uymayan, yakışık almayan, yaraşmayan, münasebetsiz: "Uygunsuz dediğim vakalardan biri bir salon oyunu yüzünden çıkmıştır."- R. N. Güntekin
uygunsuzca