uygulanma

listen to the pronunciation of uygulanma
Türkçe - İngilizce
(Hukuk) enforcement (of a code)
(Kanun) implementation
uygulanmak
(Kanun) apply
uygula
{f} implement

Although the decision to implement this plan has already been made, the finer points still need to be planned out. - Bu planı uygulamak için karar verilmesine rağmen, ince noktaların hâlâ planlanmaya ihtiyacı var.

The merger was implemented on a 50-50 ratio. - Birleşme %50-%50 oranla uygulandı.

uygula
(Bilgisayar) apply onto
uygula
{f} practice

I agree with the ban in principle, but in practice it will be extremely difficult. - Ben prensip olarak yasağa katılıyorum fakat uygulamada oldukça zor olacak.

When it comes to science, practice is more important than theory. - Bilime gelince, uygulama teoriden daha önemlidir.

uygulanmak
enforce
uygula
apply

This rule doesn't apply to first-year students. - Bu kural birinci sınıf öğrencilerine uygulanmaz.

The final value theorem does not apply if the system is not stable. - Eğer sistem istikrarlı değilse, son değer teoremi uygulanmaz.

uygula
{f} applied

This rule can't be applied to every situation. - Bu kural her durumda uygulanamaz.

She applied a bandage to the wound. - Yaraya bir bandaj uyguladı.

uygula
{f} implementing
uygulanmak
be applied
süratle uygulanma
(Hukuk) swift implementation
uygula
apply to

This rule doesn't apply to first-year students. - Bu kural birinci sınıf öğrencilerine uygulanmaz.

The rule does not apply to his case. - Kural bu duruma uygulanamaz.

uygulanmak
to be carried out, be applied, be put into practice
uygulanmak
implement
uygulanmak
execute
uygulanmak
to be superimposed (upon)
uygulanmak
carry out
uygulanmak
perform; put into effect; equip with tools
Türkçe - Türkçe
Uygulanmak işi
uygulanmak
Uygulamak işine konu olmak
uygulanmak
Uygulama işine konu olmak
uygulanma