The austerity measures that many city governments have implemented are hugely unpopular.
- Pek çok kent yöneticilerinin uyguladığı kemer sıkma politikası son derece sevimsizdir.
The merger was implemented on a 50-50 ratio.
- Birleşme %50-%50 oranla uygulandı.
Put your plan into practice as soon as possible.
- Planınızı mümkün olduğu kadar kısa sürede uygulamaya koyun.
I agree with the ban in principle, but in practice it will be extremely difficult.
- Ben prensip olarak yasağa katılıyorum fakat uygulamada oldukça zor olacak.
The law doesn't apply to this case.
- Yasa bu durumda uygulanmaz.
Can we apply this rule in this case?
- Bu durumda bu kuralı uygulayabilir miyiz?
This rule cannot be applied in every case.
- Bu kural her durumda uygulanamaz.
She applied what she had learned in class to the experiment.
- O, sınıfta öğrendiğini deneyde uyguladı.
Does it only apply to masculine nouns?
- Bu sadece eril isimlere mi uygulanır?
This rule doesn't apply to first-year students.
- Bu kural birinci sınıf öğrencilerine uygulanmaz.