The merger was implemented on a 50-50 ratio.
- Birleşme %50-%50 oranla uygulandı.
Although the decision to implement this plan has already been made, the finer points still need to be planned out.
- Bu planı uygulamak için karar verilmesine rağmen, ince noktaların hâlâ planlanmaya ihtiyacı var.
He practiced every day at home.
- O, evde her gün uygulama yaptı.
I agree with the ban in principle, but in practice it will be extremely difficult.
- Ben prensip olarak yasağa katılıyorum fakat uygulamada oldukça zor olacak.
The law doesn't apply to this case.
- Yasa bu durumda uygulanmaz.
Can we apply this rule in this case?
- Bu durumda bu kuralı uygulayabilir miyiz?
This rule can't be applied to every situation.
- Bu kural her durumda uygulanamaz.
She applied a bandage to the wound.
- Yaraya bir bandaj uyguladı.
This rule doesn't apply to first-year students.
- Bu kural birinci sınıf öğrencilerine uygulanmaz.
Does it only apply to masculine nouns?
- Bu sadece eril isimlere mi uygulanır?