uygulanacak

listen to the pronunciation of uygulanacak
Türkçe - İngilizce
(Bilgisayar) apply to
to be applied
uygulanacak kanun metninin ifadesi
(Hukuk) statement of the relevant law
uygula
{f} implement

The merger was implemented on a 50-50 ratio. - Birleşme %50-%50 oranla uygulandı.

Almost all implementations of virtual memory divide the virtual address space of an application program into pages; a page is a block of contiguous virtual memory addresses. - Hemen hemen tüm sanal bellek uygulamaları bir uygulama programının sanal adres alanını sayfalara böler; bir sayfa bitişik sanal bellek adreslerinden oluşan bir bloktur.

uygula
(Bilgisayar) apply onto
uygula
{f} practice

I agree with the ban in principle, but in practice it will be extremely difficult. - Ben prensip olarak yasağa katılıyorum fakat uygulamada oldukça zor olacak.

Communism is the system practiced in the Soviet Union. - Komünizm, Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği'nde uygulanmış sistemdir.

uygula
apply

The law doesn't apply to this case. - Yasa bu durumda uygulanmaz.

Apply two coats of the paint for a good finish. - İyi bir sonuç için iki tabaka boya uygula.

uygula
{f} applied

She applied a bandage to the wound. - Yaraya bir bandaj uyguladı.

She applied what she had learned in class to the experiment. - O, sınıfta öğrendiğini deneyde uyguladı.

uygula
{f} implementing
kural uygulanacak durumlar
(Bilgisayar) apply rule if
uygula
apply to

The rule does not apply to his case. - Kural bu duruma uygulanamaz.

The law doesn't apply to this case. - Yasa bu durumda uygulanmaz.

uygulanacak