uygulama teriminin Türkçe İngilizce sözlükte anlamı
- execution
- practice
I see no reason why I shouldn't put it into practice.
- Onu niçin uygulamamam gerektiğinin sebebini anlamıyorum.
I agree with the ban in principle, but in practice it will be extremely difficult.
- Ben prensip olarak yasağa katılıyorum fakat uygulamada oldukça zor olacak.
- implementation
The concept is good, but the implementation is awful.
- Konsept iyi, ancak uygulama berbat.
Almost all implementations of virtual memory divide the virtual address space of an application program into pages; a page is a block of contiguous virtual memory addresses.
- Hemen hemen tüm sanal bellek uygulamaları bir uygulama programının sanal adres alanını sayfalara böler; bir sayfa bitişik sanal bellek adreslerinden oluşan bir bloktur.
- exercising
- imposition
- effectuation
- workshop
- prosecution
- (Bilgisayar) don't apply
- (Askeri) implementetion
- (Askeri) activation
- introduction
- (Biyokimya) manipulation
- (Ticaret) treatment
- application
This application just eats up your battery.
- Bu uygulama, tek kelimeyle, pilini tüketiyor.
Almost all implementations of virtual memory divide the virtual address space of an application program into pages; a page is a block of contiguous virtual memory addresses.
- Hemen hemen tüm sanal bellek uygulamaları bir uygulama programının sanal adres alanını sayfalara böler; bir sayfa bitişik sanal bellek adreslerinden oluşan bir bloktur.
- superimposing (one thing) on (another)
- praxis
- (Hukuk) implementation, practice, application, enforcement
- administration
- exercise
- enforcement
The government will adopt enforcement measures to solve this problem.
- Hükümet bu sorunu çözmek için uygulama önlemleri benimseyecektir.
- pursuance
- technics
- effect
The effective application of antiseptics is an important matter in the prevention of hospital infections.
- Antiseptiklerin etkin uygulaması hastane enfeksiyonlarının önlenmesinde önemli bir konudur.
- practice, application, execution
- carrying out, application, putting (a plan, a law) into practice
- technic
- application of
- ımplementation
- practice of
- uygulamak
- {f} apply
If your baby is prone to rashes, you may want to apply diaper cream, powder, or petroleum jelly after cleaning your baby's bottom.
- Bebeğiniz pişiklere eğilimli ise, bebeğinizin altını temizledikten sonra bebek bezi kremi, toz veya vazelin uygulamak isteyebilirsiniz.
- uygulamak
- {f} implement
Although the decision to implement this plan has already been made, the finer points still need to be planned out.
- Bu planı uygulamak için karar verilmesine rağmen, ince noktaların hâlâ planlanmaya ihtiyacı var.
It's a plan to implement.
- Bu uygulamak için bir plan.
- uygulamak
- carry out
It is easy for him to carry out the plan.
- Onun için planı uygulamak kolay.
One of the most important things you have to do right now is to carry out the plan.
- Şu anda yapmak zorunda olduğun en önemli şey planı uygulamaktır.
- uygulamak
- {f} perform
- uygulamak
- practise
- uygulama adı
- (Bilgisayar) application name
- uygulama alanı
- application area
- uygulama alanı
- (Askeri) area of application
- uygulama aşaması
- (Politika, Siyaset) implementation phase
- uygulama başlat
- (Bilgisayar) app start
- uygulama boyut
- (Bilgisayar) app size
- uygulama düzeyi
- application level
- uygulama günlüğü
- (Bilgisayar) application log
- uygulama işgöreni
- (Bilgisayar,Teknik) application server
- uygulama katmanı
- (Bilgisayar,Teknik) application layer
- uygulama kimliği
- (Bilgisayar) application id
- uygulama planı
- (Madencilik) implementation plan
- uygulama programı
- (Bilgisayar) applications program
- uygulama projesi
- (Bilgisayar) application project
- uygulama projesi
- (İnşaat) as-built project
- uygulama rehberi
- (Ticaret) implementation guidance
- uygulama seviyesi
- application level
- uygulama süresi
- pot life
- uygulama uzantısı
- (Bilgisayar) application extension
- uygulama yolu
- (Tıp) use of administration
- uygulama yolu
- (Tıp) route of administration
- uygulama yöntemi
- (Bilgisayar) application method
- uygulama yöntemi
- (Tıp) method of administration
- uygulama çalıştır
- (Bilgisayar) run application
- uygulama öncesi
- (Politika, Siyaset) ex ante
- uygulama imar planı
- Implementary development plan
- uygulama iskeleti
- (Bilgisayar) Framework
- uygulama alanı
- (Hukuk) scope of application
- uygulama anlaşması
- (Hukuk) executive agreement
- uygulama artalanı
- (Bilgisayar) application background
- uygulama aşaması
- run phase
- uygulama başlığı
- (Bilgisayar) application title
- uygulama belleği
- (Bilgisayar) application space
- uygulama bölgesi
- range of application
- uygulama cihazı
- (Tıp) administration device
- uygulama desteği
- (Ticaret) performance feedback
- uygulama dizgesi
- (Bilgisayar,Teknik) application system
- uygulama donanımı
- (Bilgisayar) application equipment
- uygulama düzenlemesi; bilgi güvenliği; ilk değerlendirme
- (Askeri) implementing arrangement; information assurance; initial assessment
- uygulama etkisi
- (Dilbilim) practice effect
- uygulama etüdü
- (Bilgisayar,Teknik) applications study
- uygulama evresi
- application phase
- uygulama fiyatı
- (Ticaret) excise price
- uygulama fiyatı
- (Ticaret) striking price
- uygulama ile ilgili
- executive
- uygulama imzası
- countersignature
- uygulama incelemesi
- applications study
- uygulama isteri
- (Bilgisayar) application requester
- uygulama kapsamı
- (Tıp) scope of application
- uygulama kaynağı
- (Bilgisayar) applet source
- uygulama kiti
- enforcement kit
- uygulama konumu
- application location
- uygulama krokisi
- overlay
- uygulama kullanıcı grubu
- (Askeri) application user group
- uygulama noktası
- point of application
- uygulama noktası
- application point
- uygulama olanağı olmamak
- have no application
- uygulama oranı
- (Bilgisayar,Teknik) application rating
- uygulama paketi
- application package
- uygulama programcısı
- application programmer
- uygulama programı
- application program
- uygulama raporu
- (Ticaret) performance report
- uygulama simgesi
- application icon
- uygulama sistemi
- application system
- uygulama sözleşmesi
- (Hukuk) implementing convention
- uygulama taşı
- (Bilgisayar) app move
- uygulama usulleri
- implementing procedures
- uygulama yazılımı
- applications software
- uygulama yönetimi
- application management
- uygulama yönetmeliği
- (Hukuk) implementing provisions
- uygulama zamanı
- (Bilgisayar) run duration
- uygulama zamanı
- execution time, run duration
- uygulama çizelgesi
- run chart
- uygulama çizeneği
- (Bilgisayar) run diagram
- uygulama çizimi
- working drawing
- uygulama önceki boyut
- (Bilgisayar) app restore
- uygulama özelliği
- (Bilgisayar) application property
- uygulama şekli
- mode of administration
- uygulama; envanter yönetim planı
- (Askeri) implementation; inventory management plan
- uyuşturucu yasası uygulama dairesi
- (Askeri) drug law enforcement agency
- uygulamak
- {f} exert
- uygulamak
- {f} administer
- uygulamak
- introduce
- uygulamak
- dispense
- uygulamak
- {f} deploy
- mesleki uygulama
- professional practice
- mimari uygulama
- architectural practice
- rahim içine uygulama
- (Tıp) intrauterine use
- uygulamak
- transfer into practice
- uygulamak
- designate
- uygulamak
- execute
- uygulamak
- operate in practice
- uygulamak
- conform
- uygulamak
- put to use
- uygulamak
- (deyim) carry into execution
- uygulamak
- put on
- uygulamak
- turn
- uygulamak
- (deyim) carry into action
- uygulamak
- (deyim) carry into practice
- uygulamak
- put into effect
- uygulamak
- (deyim) bring to bear
- uygulamak
- to superimpose (one thing) on (another)
- uygulamak
- (Kanun) carry into effect
- uygulamak
- practice
- uygulamak
- impose
- uygulamak
- realize
- uygulamak
- enforce
The laws were very difficult to enforce.
- Yasaları uygulamak çok zordu.
- kullanım alanı, uygulama alanı
- area, application area
- sağlık uygulama tebliği
- medical enforcement declaration
- uygulamak
- applicate
- uygulamak
- {f} complete
- uygulamalar
- applications
The development of applications for Android is possible from today.
- Android uygulamaların gelişmesi bugünden itibaren mümkündür.
Applications are now being accepted.
- Uygulamalar şimdi kabul ediliyor.
- örnek uygulama
- Sample application
- şiddet uygulama
- violent
- Bosna Uygulama Kuvveti
- (Askeri) NATO implementation force (Bosnia)
- Federal Yasa Uygulama Eğitim Merkezi
- (Askeri) Federal Law Enforcement Training Center
- Hava Kuvvetleri Teknik Uygulama Merkezi
- (Askeri) Air Force Technical Applications Center
- Hazine Uygulama Muhabere Sistemi
- (Askeri) Treasury Enforcement Communications System
- Nükleer Planlama ve Uygulama Sistemi
- (Askeri) Nuclear Planning and Execution System
- Nükleer Uygulama Ve Raporlama Planı
- (Askeri) Nuclear Execution and Reporting Plan
- Sistem Uygulama Mimarisi
- Systems Application Architecture(SAA)
- Sıhhi Planlama Ve Uygulama Sistemi
- (Askeri) Medical Planning and Execution System
- Sıhhi Seferberlik Planlama Ve Uygulama Sistemi
- (Askeri) Medical Mobilization Planning and Execution System
- Uluslar Arası Narkotik ve Yasa Uygulama İşleri (USG)
- (Askeri) International Narcotics and Law Enforcement Affairs (USG)
- alarm uygulama raporu
- (Askeri) alert implementation report
- barış uygulama harekatı
- (Askeri) peace enforcement operations
- eklem içine uygulama
- (Tıp) intra-articular use
- eklem çevresine uygulama
- (Tıp) periarticular use
- elektroforez uygulama
- electrophoresing
- elektroliz uygulama
- electrolysing
- en iyi uygulama kriterleri
- (Ticaret) best practice criteria
- fiili uygulama
- (Ticaret) de facto application
- gebelik önleyici uygulama
- contraceptive
- gönüllü uygulama
- (Ticaret) voluntary application
- hızlı uygulama
- (Hukuk) expedite implementation
- iyi niyetli olağan ticarî uygulama
- (Hukuk) normal bona fide commercial practice
- iyi niyetli ticarî uygulama
- (Hukuk) normal bona fide commercial practice
- iş vergisi ile ilgili uygulama kuralları
- (Hukuk) code of conduct for business taxation
- jinekolojik uygulama
- (Tıp) gynecological use
- koroner arter içine uygulama
- (Tıp) intracoronary use
- lenf içine uygulama
- (Tıp) intralymphatic use
- lezyon içine uygulama
- (Tıp) intralesional use
- lumen içine uygulama
- (Tıp) intraluminal use
- meme içine uygulama
- (Tıp) intramammary use
- meme ucuna uygulama
- (Tıp) teat use
- müşterek planlama ve uygulama topluluğu
- (Askeri) joint planning and execution community
- müşterek uygulama mastır planı
- (Askeri) joint implementation master plan
- periton boşluğuna uygulama
- (Tıp) intraperitoneal use
- planlama ve uygulama veri tabanı
- (Askeri) planning and execution database
- pratik amaçlı uygulama
- practice implementation
- rahim içi uygulama sistemi
- (Tıp) intrauterine delivery system
- rumen içine uygulama
- (Tıp) intraruminal use
- saha uygulama mühendisi
- field application engineer
- seferberlik konuşlanma, planlama ve uygulama sistemi
- (Askeri) mobilization stationing, planning, and execution system
- sivil kanunları uygulama dairesi
- (Askeri) civilian law enforcement agency
- solunum yoluna uygulama
- (Tıp) respiratory use
- sunucu uygulama
- (Bilgisayar) backend
- tam uygulama
- (Hukuk) full implementation
- tekrar uygulama
- reapplication
- tercihli işlem ya da uygulama
- (Ticaret) preferential treatment
- tercihli uygulama
- (Ticaret) preferential treatment
- tıbbi uygulama
- (Tıp) medical application
- uterus içi uygulama sıvısı
- (Tıp) intrauterine liquid
- uygulama projesi
- (Mukavele) workshop drawing
- uygulama projesi
- (Mukavele) execution drawing
- uygulama projesi
- (Mukavele) construction drawing
- uygulama projesi
- (Mukavele) shop drawing
- uygulamak
- to carry out, apply, put (a plan, a law) into practice
- uygulamak
- (Hukuk) to implement, to enforce, to apply
- uygulamak
- fulfil
- uygulamak
- exercise
- uygulamak
- fulfill
- uygulamak
- impart
- uygulamak
- to apply, to carry out, to put into practice, to enforce, to execute, to realize, to practise, to practice
- uygulamak
- put into practice
- uygulamak
- effect
- yanlış uygulama
- misapplication
- yem üzerine dökerek uygulama
- (Tıp) top-dressing use
- yeme katılarak uygulama
- (Tıp) in feed use
- yerleşmiş uygulama
- institution
- yönetsel uygulama
- (Hukuk) administrative application
- zorla uygulama
- (Ticaret) enforcing
- zorla uygulama bağışıklığı
- (Hukuk) immunity of enforcement
- zorunlu uygulama
- (Ticaret) mandatory application
- özel uygulama harekatı / özel uygulama programı
- (Askeri) special enforcement operation/special enforcement program