uyarı teriminin Türkçe İngilizce sözlükte anlamı
- warning
I wish I had listened to your warnings.
- Keşke uyarılarını dinleseydim.
I cannot, however, neglect his warning.
- Fakat onun uyarısını ihmal edemem.
- demerit
- stimulus
A nerve cell responds to a slight stimulus.
- Bir sinir hücresi hafif bir uyarıcıya yanıt verir.
- warning, caution, notice " ikaz, ihtar, tembih; stimulus, excitation
- (Hukuk) impetus, alert, warning
- demerit mark
- caution
He cautioned me against being careless of my health.
- O beni benim sağlığıma karşı dikkatsiz olmama karşı uyarıda bulundu.
- admonition
- exhortation
- advice
Tom doesn't need your advice.
- Tom'un uyarınıza ihtiyacı yok.
- injunction
- tip off
- remark
I've had enough of your snide remarks.
- Art niyetli uyarılarından usandım.
I'm tired of your snide remarks.
- Senin küçümseyen uyarılarından bıktım.
- commination
- notice
He put up a notice about the change in price.
- O fiyat değişikliği konusunda bir uyarı koydu.
The notice in the park said, Keep off the grass.
- Parktaki uyarı çimlerden uzak durun diyordu.
- alert , attention , warning , alarm
- lecture
- admonitory
- caveat
- monition
- remonstrance
- (Biyokimya) impulse
- excitation
- impetus
- exclamation
- (Tıp) stimulation
I need some mental stimulation.
- Zihinsel bir uyarıma ihtiyacım var.
All children need stimulation.
- Bütün çocukların uyarıma ihtiyacı vardır.
- signal
- (Askeri) precaution
- instigation
- warning shot
- attention
He paid attention to my warning.
- O, uyarıma dikkat etti.
He paid no attention to my warning.
- Uyarımı dikkate almadı.
- tipoff
- {i} alert
The tsunami alert was cancelled.
- Tsunami uyarısı iptal edildi.
- Uyarı beyanı
- writ of habeas corpus
- uyarı ateşi
- signal beacon
- uyarı el işareti
- high sign
- uyarı emri
- (Askeri) warning order
- uyarı etkisi
- impulse
- uyarı grevi
- token strike
- uyarı grevi
- warning strike
- uyarı hizmetleri
- (Hukuk) warning services
- uyarı işareti
- precautionary signal
- uyarı işareti
- signal
- uyarı işareti koymak
- label
- uyarı mesajı
- warning message
- uyarı niteliğinde olan
- precautionary
- uyarı notu
- prompt note
- uyarı reflektörü
- warning triangle
- uyarı sesi
- beep
- uyarı ve görüntü terminali
- (Askeri) warning and display terminal
- uyarı yüksek
- (Bilgisayar) alert high
- uyarı ışığı
- beacon
- uyarı ışığı
- warning light
- uydu erken uyarı sistemi
- (Askeri) satellite early warning system
- cinsel uyarı
- sexual arousal
- erken uyarı
- distant signal
- genel uyarı
- (Bilgisayar) general warning
- sesli uyarı
- (Bilgisayar) audio warning
- sesli uyarı
- (Bilgisayar) beep
- önemli uyarı
- (Bilgisayar) critical alarm
- uyarılar
- caveats
- uyarılar
- warnings
You should pay more attention to his warnings.
- Onun uyarılarına daha fazla önem vermelisin.
She ignored all my warnings.
- O bütün uyarılarımı göz ardı etti.
- Havadan İhbar ve Uyarı Sistemi
- (Askeri) Airborne Warning and Control System
- NATO Hava İndirme Erken Uyarı Ve Kontrol Programı Yönetim Teşkilatı
- (Askeri) North Atlantic Treaty Organization (NATO) Airborne Early Warning and Control Program Management Agency
- Planlama ve Erken Uyarı Birimi
- (Hukuk) Planning and Early Warning Unit
- Schengen Bilgi Sisteminde yardım teklifine konu kişi hakkında uyarı konusu
- (Hukuk) issue an alert for the requested person in the Schengen Information System (SIS) (to)
- basamak uyarı
- step forcing
- basamak uyarı
- (Gıda) step stimulus
- dostça uyarı
- expostulation
- erken uyarı birimi
- (Politika, Siyaset) early warning unit
- erken uyarı radarı
- early-warning radar
- erken uyarı/yer-kontrollü önleme
- (Askeri) early warning/ground-controlled intercept
- erken uyarı; elektronik harp
- (Askeri) early warning; electronic warfare
- füze uyarı almacı; moral, sağlık ve eğlence
- (Askeri) missile warning receiver; morale, welfare, and recreation
- geri vites uyarı
- rear warning system
- geri vites uyarı ünitesi
- back-up warning unit
- havadan erken uyarı
- airborne early warning
- meteorolojik uyarı
- (Çevre) weather warning
- müşterek erken uyarı
- (Askeri) shared early warning
- sesli uyarı cihazları
- (Otomotiv) warning buzzers
- sesli uyarı sinyali
- (Bilgisayar) warning beep
- sesli uyarı sistemi
- audio alarm system
- sinus eğrisi seklinde uyarı
- (Gıda) sinusoidal forcing
- sinus eğrisi şeklinde uyarı
- (Gıda) sinusoidal forcing
- son uyarı
- ultimatum
- sıkı uyarı
- enjoinder
- taktik uyarı ve taarruz değerlendirmesi
- (Askeri) tactical warning and attack assessment
- yeterli uyarı zamanı
- (Havacılık) adequate warning time
- zilli uyarı sistemi
- bell alarm system