He hung his head in shame.
- O utançla başını eğdi.
Alice hung her head in shame.
- Alice utanç içinde başını eğdi.
I would rather be killed than live in disgrace.
- Utanç içinde yaşamaktansa öldürülmeyi tercih ederim.
Your behaviour was disgraceful.
- Davranışın utanç vericiydi.