utan!

listen to the pronunciation of utan!
Türkçe - İngilizce
shame on you
{f} abashed
{f} blush

Come on, Tom, you're making me blush. - Hadi, Tom, beni utandırıyorsun.

Stop looking at me like that, you'll make me blush. - Bana öyle bakmayı kes, beni utandıracaksın.

{f} blushing
{f} ashamed

I'm not ashamed of my father's being poor. - Babamın fakir olmasından utanmıyorum.

I'm ashamed to say that it's true. - Onun gerçek olduğunu söylemeye utandım.

İsveççe - Türkçe
utan!