Senin söylediğin çoğunlukla doğru oluyor.
- What you say is usually true.
Tom çoğunlukla sekiz saat uyur.
- Tom usually sleeps eight hours.
Yarasalar genellikle karanlıkta uçar.
- Bats usually fly in the dark.
Genellikle saat sekizde kalkarım.
- I usually get up at eight o'clock.
Genelde saat ondan önce yatarım.
- I usually go to bed before ten.
Yarasalar genelde karanlıkta uçar.
- Bats usually fly in the dark.
Bu olağan bir düzenlemedir.
- This is the usual arrangement.
Bu soğuk hava haziran için olağan değil.
- This cold weather isn't usual for June.
Senin söylediğin çoğunlukla doğru oluyor.
- What you say is usually true.
Ülkedeki otobüsler çoğunlukla zamanında gelmezler.
- Buses in the country don't usually come on time.
Tom genellikle klasik müzik dinler.
- Tom usually listens to classical music.
Tom genelde klasik rock çalan bir radyo istasyonunu dinler.
- Tom usually listens to a radio station that plays classic rock.
Her zamanki saatte seni karşılayacağım.
- I'll meet you at the usual time.
O, her zamanki gibi geç geldi.
- He came late as usual.
Onlar her zamanki gibi geç kaldılar.
- They're late, as usual.
O, her zamanki gibi geç geldi.
- She came late as usual.
Except for one or two days a year, he usually walks to work.
... a surge of idea, a surge of inspiration. It's usually something I'm going through at the ...
... usually nervous and scared, right? ...