used to signify a job well done

listen to the pronunciation of used to signify a job well done
İngilizce - Türkçe

used to signify a job well done teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

nice
{s} hassas
nice
güzel bir şekilde

O çok güzel bir şekilde sorulan bir soru değil. - That's not a very nicely asked question.

Leyla güzel bir şekilde giyindi. - Layla dressed nicely.

nice
kıyak
nice
güzel

Havanın güzel olup olmayacağını merak ediyorum. - I wonder if it will be nice.

Yüksek yerlerde arkadaşlara sahip olmak güzel olmalı. - It must be nice to have friends in high places.

nice
duyarlı
nice
kötü

O çok kibardır. Başkalarının hakkında asla kötü konuşmaz. - He is very nice. He never speaks ill of others.

Kel olmakla ilgili güzel şeylerden biri, asla kötü bir saçlı bir gününün olmamasıdır. - One of the nice things about being bald is that you never have a bad hair day.

nice
tatlı

Kavun, tatlı kokuyor ve tadı çok güzel. - The melon smells sweet and tastes very nice.

O, tatlı genç bir adam oldu. - He became a nice young man.

nice
yakşı
nice
kibar

O çok kibardır. Başkalarının hakkında asla kötü konuşmaz. - He is very nice. He never speaks ill of others.

O, kibar genç bir adamla tanıştı. - He met a nice young man.

nice
iyi

Şu odadaki masa çok iyi. - The table in that room is very nice.

Dorenda gerçekten iyi bir kızdır, o kurabiyelerini benimle paylaşıyor. - Dorenda really is a nice girl. She shares her cookies with me.

nice
yanlış
nice
nazik

Hemşireler çok nazik. - The nurses are very nice.

Bana güzel bir hediye verdiğiniz için çok naziktiniz. - It was very kind of you to give me a nice gift.

nice
{s} hoş

Yeterli param olsa,o hoş arabayı alırım. - If I had enough money, I would buy that nice car.

Bunlar iki hoş resimdir. - These are two nice pictures.

nice
cazip
nice
iyice yanmış
nice
nicenessincelik
nice
{s} latif, tatlı
nice
{s} dakik
nice
latifçe
nice
dakik olma
İngilizce - İngilizce
nice
used to signify a job well done

    Heceleme

    used to sig·ni·fy a Job well done

    Türkçe nasıl söylenir

    yuzd tı sîgnıfay ı cōb wel dʌn

    Telaffuz

    /ˈyo͞ozd tə ˈsəgnəˌfī ə ˈʤōb ˈwel ˈdən/ /ˈjuːzd tə ˈsɪɡnəˌfaɪ ə ˈʤoʊb ˈwɛl ˈdʌn/