Jim ile hiç karşılaşmamış olmama karşın, ben hemen onu ayırt ederim.
- Though I had never met Jim, I could pick him out right away.
Kaybolma ihtimalimize karşın, yönleri yazmayı düşündüm.
- We thought we would write out the directions, in case you got lost.
Hava kötü olduğu halde geldi.
- He came even though the weather was bad.
Gelmek için söz verdiği halde Bay Smith henüz dönmedi.
- Mr Smith has not turned up yet though he promised to come.
Yine de büyük olasılıkla ne olacağını tahmin edebilirsin.
- You can probably guess what happens though.
Öneri için teşekkürler yine de.
- Thanks for the offer, though.
Sen Meksikalı değil misin? Evet, gerçi şimdi Arjantin'de yaşıyorum.
- Aren't you Mexican? Yes, though now I live in Argentina.
Fransızca öğrenmeye biraz ilgim var ama o zor değil mi? Hiç değil. İngilizceden 100 kat daha kolay! Gerçekten mi? Eh, en azından benim için öyle. Bunun nedeni senin ana dilin olması gerçi
- I've got a bit of interest in learning French, but isn't it hard? Not at all. It's 100 times easier than English! Really? Well, at least to me it is. That's because you're native though
O diyette olsa da çikolatalı kek onu cezbetti.
- The chocolate cake tempted her even though she was dieting.
Komşum olsa da onu iyi tanımıyordum.
- Even though he is my neighbour, I did not know him well.
Küçük ev, şimdiye kadar tıpkı altındaki kadar iyi olmasına rağmen,eski püskü görünmeye başladı.
- The small house had come to look shabby, though it was just as good as ever underneath.
Fakir olmasına rağmen, o mutluydu.
- Though he was poor, he was happy.
Man, it's hot in here. — Isn't it, though?.