Bu, günümün önemli olayıydı.
- This was the highlight of my day.
İsrail, dünyadaki en önemli yüksek teknoloji merkezlerinden biri haline gelmiştir.
- Israel has become one of the most important high-tech centers in the world.
Norveççe, İsveççe ve Danimarkaca karşılıklı olarak yüksek derecede anlaşılabilirdir.
- Norwegian, Swedish and Danish are mutually intelligible to a high degree.
Üniversite ona en yüksek dereceyi bahşetti.
- The university conferred its highest degree on him.